Bu içerik, Klinik Psikolog Pelin Bingöl tarafından hazırlanmıştır.
Agorafobi, bireyin yardım bulamayacağı, kaçamayacağı, kapana kısılmış ya da çaresiz hissedebileceği durum ve ortamlardan korkması ve kaçınması ile karakterize bir kaygı
bozukluğudur. Bu durumlarda panik atak ve benzeri belirtiler ortaya çıkabilir ya da bu belirtilerin olacağı endişesi vardır. En basit haliyle açık ve kalabalık ortamlarda korku duyma olarak bilinse de,
çok daha karmaşık bir durum olduğu bilinmektedir.
A- Aşağıdaki 5 durumun 2’si ya da daha çoğu ile ilgili olarak belirgin kaygı ya da korku duyma,
işlevsellikte belirgin bozulma (aile yaşantısı, mesleki, kişilerarası ilişkiler ve akademik alanda) ve
bu durum en az 6 aydır deneyime ile ise agorafobi tanısı konulabilmektedir.
1-Toplu taşıma araçlarını kullanma (örneğin otomobiller, uçak, metro, otobüsler, trenler vb.)
2-Açık yerlerde bulunma (örneğin açık otoparklar, köprüler, konser alanları, geniş çimenlik
ormanlık alanlar vb.)
3- Kapalı yerlerde bulunma (örneğin mağazalar, sinemalar, tüneller, okul, tiyatro vb.)
4- Sırada bekleme ya da kalabalık bir yerde bulunma
5- Tek başına evin dışında olma (evde tek başına kalamamakta buna dahil)
B- Kişi kaçmanın güç olabileceğini ya da panik benzeri ya da yetersizleştiren ya da utanç veren
(örneğin yaşlılarda altına kaçırma, düşme korkusu) diğer belirtilerin olması durumunda yardım
alamayabileceğini düşündüğü için bu tür durumlardan korkar ya da kaçınır.
C- Agorafobi kaynağı durumlar, neredeyse her zaman, korku ya da kaygı doğurur. Başka bir
ifadeyle her seferinde kişi aynı korkuyu, kaygıyı yaşar. Bunlar kendi kendine dinmez.
D-Agorafobi kaynağı durumlardan etkin bir biçimde kaçınılır, bir eşlikçiye gereksinilir ya da yoğun
bir korku ya da kaygı ile buna katlanılır.
E- Duyulan korku ya da kaygı, agorafobi kaynağı durumların yarattığı gerçek tehlikeye göre ve
toplumsal-kültürel bağlamda orantısızdır.
F- Korku, kaygı ya da kaçınma sürekli bir durumdur, altı ay ya da daha uzun sürer.
G- Korku, kaygı ya da kaçınma, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili
alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur.
Agorafobisi olan insanların idrar veya dışkı kontrolünü yitirme veya başkalarının yanında yediği
yemekte boğulma gibi endişeleri vardır. Bu kişiler ayrıca evde yalnız kalma, evden çıkma veya
kamu taşıma vasıtaları, asansör gibi çözüm bulmanın zor veya utandırıcı olabileceği kalabalık
yerlerde bulunmaktan da endişe ederler.
Agorafobinin şiddeti hayli değişkendir. Agorafobisi olan kimi insanlar, potansiyel açıdan endişe
uyandırıcı durumlardan kaçındıkları için esasen normal bir hayat sürerler. Ne varki, şiddetli
agorafobi vakalarında insanlar evden dahi çıkamazlar. Bu insanlar kendilerini endişelendirecek
bütün durumlardan kaçınmak için ellerinden geleni yaparlar.
Yaşamlarını hastane çevrelerinde konumlandırmaktadırlar.
Eğer çalışıyor ise çalıştığı yerin, evine yakın olması ve yardımın kolayca gelebilmesi açısından
yüksek kat yerine zemin katta bulunması önemlidir.
Evde tek başına kalmaktan korkma, tiyatro, sinema kapıya yakın bir yerde oturma, alışveriş
merkezlerinin kapıya yakın yerlerinde dolaşma diğer agorafobi durumlar arasındandır.
Bu kişilerin yanıda fobik partner vardır. Kısaca agorafobik durumlarda ona güvence veren, destek
veren, hadi yapabilirsin hadi bir daha dene diyen bir kişiden bahsedilmektedir.
Agorafobik hastalar genellikle (utanç durumuna düşmemek için, o ego gücünün zayıflığını dışarıya
vurmamak için, dışlanmamak için ve terk edilmemek için) bu konuyu diğerlerine açmazlar, çoğu
kişi yakınlarında agorafobisi olduğunu bilmez. Bu kişiler eşlerine, partnerlerine yapışabilirler.
Tedavilerinde kullanılan yöntem o duyguyu yaşamasını sağlamaktır. Kısaca o korkuya maruz
bırakmaktır. Çünkü bu tarz duyguların yaşanmadan sönme olasılığının düşük olduğu bilinmektedir.
Yaygınlık
Kadınlar erkeklere göre agorafobiyi 2 kat fazla tecrübe etmektedir. Sık sık insanlar agorafobinin
başlangıcının hayatlarında stresli ve travmatik bir olayın sonrasına denk geldiğini bildirmişlerdir.
Agorafobinin en yaygın karşılaşıldığı yaş kişilerin 20’li yaşların ortasında olduğu dönemleridir.
Kaynakça
APA. (2013). Dsm-5 tanı ölçütleri başvuru el kitabı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Bir önceki yazımız olan Yaygın Görülen Düşünce Hataları Nelerdir? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.