Gün içerisinde bir insanın aklından 4000’den fazla düşünce geçer. Bunların bir kısmı o anda oluşur, sonra geçer ve izi kalmaz. Bazı düşünceler ise, özellikle tehdit içeren ve rahatsız edici özelliği olanlar, aklımızda kalır ve kendiliğinden gitmez. Kişi bu düşüncelerin yarattığı rahatsızlıktan kurtulmak adına düşünceyi zihninden atmak için çaba harcar, fakat bu çaba işe yaramadığı gibi, düşüncenin zihinde daha fazla yer işgal etmesine neden olur. Bu duruma ‘zihinsel kontrol paradoksu’ denir.
Beyaz Ayı Testi
Uzaklaştırılmaya çalışan düşüncelerin daha da belirginleşmesini açıklayan olgu Daniel Wegner (1994) tarafından yapılan beyaz ayı deneyiyle ortaya koyulmuştur. Deneyin adı Dostoyevski’nin 1863 yılında yazdığı Yaz İzlenimleri Üzerine Kış Notları’nda geçen “Bir kutup ayısını düşünmemeye çalışın, göreceksiniz ki o lanet şey her an aklınıza gelecek” ifadesinden alınmıştır. Harvard Üniversitesi’nde profesör olan Wegner deneyde öncelikle kişilerden beş dakika boyunca beyaz ayı dışında düşünebildikleri her şeyi düşünmelerini istemiştir. Beyaz ayı akıllarına geldiği anda zili çalmalarını söylemiştir. Her ne kadar yönergede kaçınılması söylense de, birçok danışan beyaz ayıyı düşünmeden bir dakika dahi geçirememiştir. Bir sonraki aşamada Wegner katılımcılara aynı egzersizi beyaz ayıyı düşünmeye çalışarak yapmalarını söylemiştir. Bu durumda katılımcıların zile çok daha fazla bastıkları görülmüştür.
Bu deneyde gösterilen şey şudur ki; çok kısa süreliğine dahi olsa sadece bir düşünceye odaklanmak zordur. Birçok insan bunda zorlanır. Aynı zamanda herhangi istenmeyen bir düşünceyi, zihinsel görüntü ya da dürtüyü birkaç dakika için bile olsa tamamen bastırmak neredeyse olanaksızdır ve bastırılmaya çalışılan düşünce daha fazla düşünülme eğilimi gösterir.
“Paradoks”
Wegner(1994) bu deneyde düşüncelerin kasıtlı olarak bastırılmasının, bastırma durduğu anda düşüncede artışa neden olduğunu göstermiştir. Yani obsesif kompulsif gibi bozukluklarda kişiler takıntılı düşüncelerini bastırmak için ne kadar çaba harcarlarsa düşünceyle o kadar meşgul olacaklardır. Kimi zaman insanlar bu takıntılı düşünceleri bastırmak için yanlış çeldiriciler kullanırlar, ancak bu da yine takıntılı düşünceyi güçlendirmektedir. Örneğin; beyaz ayı testinde, beyaz ayı düşüncesini kırmızı köpek ile kapatmaya çalışırsanız, her kırmızı köpek düşüncesinin beyaz ayı düşüncesini tetiklediği görülecektir.
Wegner’a (1994) göre aşağıdaki bazı stratejiler kişilerin düşüncelerini bastırmasında işe yaramıştır:
- Doğru çeldiriciye odaklanmak (beyaz ayı aklına geldiğinde, beyaz ayıyı düşünmeyi tetiklemeyecek başka bir şey düşünmek)
- Düşünceyi ertelemek
- Birden çok işle uğraşmayı bırakmak
- Maruz bırakmak
- Meditasyon ve farkındalık
Özellikle aşağıda belirtilen durumlarda düşüncelerin kontrolü oldukça zor olmaktadır:
- Uzun süre boyunca düşünce bastırılmaya çalışıldığında
- Kaygılı ya da depresif ruh halinin varlığında
- Düşünceyi bastırmanın yanında başka işlere de odaklanılması gerektiğinde
- Sıkışmış ve stresli hissedildiğinde.
Kaynaklar
Purdon, C., & Clark, D. A., (2015). Takıntılarla Başa Çıkma, Psikonet Yayınları, 5. Baskı, İstanbul
https://www.apa.org/monitor/2011/10/unwanted-thoughts
Bir önceki yazımız olan Uyum Bozukluğu başlıklı makalemizde DSM 5, uyum ve uyum bozukluğu hakkında bilgiler verilmektedir.