Bu içerik, Klinik Psikolog Pelin Bingöl tarafından hazırlanmıştır.
Özel Gereksinimli Çocuğun Ailede Strese Yol Açmasının Sebepleri Nelerdir?
Hiçbir ebeveyn eğer ailede başka bir kişide farklılık yoksa farklılığı olan bir çocuğa sahip olmayı
hayal etmez, kendini bu role hazırlamaz. Özel gereksinimli bir çocuğa sahip olmak ailede strese
neden olabilmektedir.
Bunun birçok nedeni olsa da bunlardan bazılarına örnek şunlardır;
• Aile üyelerinin kurduğu kusursuz, mükemmel çocuk hayalinin yıkılması.
• Başka kişilere çocuğun farklılığını açıklama güçlüğü.
• Çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilmenin fazlaca para, zaman ve emek gerektiriyor olması.
• Çocuğun farklılığına bağlı olarak birçok uzmana ve özel eğitim kurumlarına başvurma
gerekliliğinin olması.
• Çocuğun var ise farklılığına ek olarak sağlık veya davranış problemlerinin olması.
(Psikiyatrik problemler, epilepsi vb.).
• Çocuğunun eğitimine yönelik kaygılar. ‘’Çocuğum kaynaştırma ortamında eğitim
görebilecek mi? , ’’Okula kabul edilir mi?’’, ‘’Kendi gibi farklı çocuklarla mı okuyacak?’’
gibi sorular bu duruma örnek olarak gösterilebilinir.
• Çocuğun geleceğine ilişkin kaygılar. ‘’İleriki dönemlerde kendine bakabilecek duruma
gelebilecek mi?’’ sorusu geleceğe yönelik kaygıyla bağlantılıdır.
• Çocuğun durumuna ilişkin edinilen bilginin tutarsızlığı ve/veya yetersizliği. Bir uzmanın
çocuğun otizmli bir birey olduğunu söylerken farklı bir uzmanın çocuğun otizmli olmadığını
söylemesi gibi.
• Çocuğun gelişiminde önemli aşamaları yaşayamaması ya da çok geç yaşaması. Yaşıtları
ilkokula başlar iken çocuğunun başlayamaması gibi.
• Çevrenin çocuğa ve aileye karşı olumsuz tutum takınması; çocuktan ve aileden uzaklaşması.
Aile, çevrenin yaklaşımı sebebiyle izole bir yaşamı tercih etmek durumunda kalabilir.
Özel Gereksinimli Çocuğu Olan Anne ve Babaların Çocuklarına Karşı Tutumları
Tutum: Tutum, kişinin nesnelere, olaylara, kurumlara ve diğer insanlara ilişkin düşünce, duygu ve
davranışlarını organize eden eğilimdir. Bireye aittir; bireyin duygu, düşünce ve davranışlarının
tutarlı olmasını sağlar (Çetin, 2012).
Aşırı Koruyucu Tutum
Bu aileler genellikle ‘’çocuğum zaten bir sürü olumsuzluk yaşıyor, bende hayatını
zorlaştırmayayım.’’ mantığı ile çocuğuna tek başına yemek yeme, giyinme gibi bağımsızlık
kazanabileceği alanlarda sorumluluk vermiyor. Kısaca çocuklar kendi yapacağı iş konusunda pasif
kalıyorlar. Ancak bu durum sorunlar karşısında kendine güvensiz, bağımsızlığını kazanamadığı için
sürekli yardıma ihtiyaç duyan, sorunlar karşısında korkan ve sosyal ilişkilerde pasif kalan bir birey
haline dönüşmelerine yol açabilmektedir. Bu noktada uzmanlar ‘’Engelli ne olursa olsun çocuğun
bağımsız bir birey olması gerekir, yapabileceği şeyleri yapmasına ve sizden uzaklaşmasına izin
verin’’ ifadesi ile aileye farkındalık kazandırmaya çalışmaktadır.
Otoriter Tutum
Bu tutuma sahip aileler çocuklarına ne zaman ne yapmaları gerektiğini devamlı söylemektedirler.
Bunun yanı sıra aile ‘’Şunu mu yemek istiyorsun?’’ , ‘’Bunu mu giyinmek istiyorsun?’’ gibi sorular
yöneltmez, çocukla görüş alışverişimde bulunmaz. Aksine aile üyeleri çocuğun eylemlerini devamlı
olarak kontrol etmekte ve baskı uygulamaktadır. ‘’Şu saate uyulacak’’ gibi keskin kurallar vardır.
Böyle bir ortamda büyüyen bir çocuk; girişimde bulunmayan, bugüne kadar problemlerini başkası
çözdüğü için problem çözemeyen ve devamlı onay ihtiyacı hisseden bir birey haline gelir. Bunun
yanı sıra bu tutuma sahip ailelerin çocuklarında çoğunlukla davranış problemleri gözlendiği bilinen
bir gerçektir. Örneğin ilerleyen dönemlerde anne ve babaya karşı gelemediği için başka ortamlarda
hıncını çıkarabilir. Kurallara mutlaka ihtiyaç vardır. Ancak bu kuralları verirken takınılacak tutumda
önemlidir.
İzin Verici Tutum
Aileler kendini suçlu hissettiği için çocuğun her türlü eylemi tamamen kendi elindedir ve yaptığı
her eylem aile tarafından hoş karşılanmaktadır. Ancak bu kontrolsüzlük ve yaptığı her eylemin hoş
karşılanması çocuğun kendini sorgulama ihtiyacı hissetmemesine neden olmaktadır. Bu noktada bu
tutumu benimsemiş olan ailelerin çocukları; problemler karşısında ne yapacağını bilemeyen, hizmet
bekleyen ve sosyal ilişkilerde zorlanma ve dışlanma yaşayan bireyler haline gelmektedirler.
Reddedici Tutum
Reddedici ebeveyn tutumunda çocuğa şefkat, sevgi ve merhamet verilmez. Bu sebeple bu çocuklar
bu ilgiyi ve sevgiyi dışarda aramaktadırlar. Bunun yanı sıra bu anne/baba tutumunda çocuk
çoğunlukla hiç beğenilmez ve her eylemi devamlı eleştirilir. Başka bir ifadeyle çocuğun pozitif ve
iyi özelliklerinden çok, çocuğun devamlı negatif ve kötü özellikleri üzerinde durulmaktadır. Bu
noktada bu tutumu benimsemiş olan ailelerin çocukları; anne-babaları tarafından istenmediklerini
hissederler.
KAYNAKÇA
Çetin, İ. (2012). Tutum nedir? Tutumların özellikleri. Tavsiye Ediyorum Makale Kütüphanesi.
Bir önceki yazımız olan Çocuklarda Sorumluluk Duygusu Nasıl Oluşur? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.