Ana sayfa Genel Ruh halimiz ve Beslenme Alışkanlıklarımızın Arakasında ki Mekanizma

Ruh halimiz ve Beslenme Alışkanlıklarımızın Arakasında ki Mekanizma

340
https://pixabay.com/tr/vectors/kad%C4%B1n-yeme-tablo-plaka-%C3%A7atal-suyu-311683/

Yeme davranışlarınız ve kilo problemlerinize karşı ne kadar standart programlarla yaklaşsanız da neredeyse birçoğunun sonucu başarısızlıkla bitmektedir. Herhangi bir kilo yönetiminin etkili olabilmesi için il adım olarak beyninizin belirli bölgelerinde var olan belirli problemlerinize ve ihtiyaçlarınıza cevap vermenizdir. Aşağıda kilo yönetiminde yaygın olan sorunlar ele alınmıştır. Sizde kilo yönetiminizde beyninizin nasıl çalıştığını ve hangi özel ihtiyaçları olabileceğine dair bilgi edinebilir, profesyonel yardım ile tedavi girişimlerine başvurabilirsiniz.

 

 

 

1.Kompulsif Yeme Bozukluğuna sahip bireyler genellikle dikkat odaklarını değiştirmekte problemler yaşarlar ve bilişsel esneklikten yoksundurlar. Bunun yanında sık sık yemekle ilgili saplantılı düşünceler veya kompulsif beslenme davranışları gösterebilirler. Beyin görüntüleme çalışmaları ile kompulsif yeme bozukluğu ile birlikte genellikle beyindeki serotonin seviyesinin düşük olduğu belirtilmiştir. Hem düşük serotonin seviyesi hem de bilişsel esnekliğin yoksunluğu nedeniyle bu bireylerde sık sık endişeli, kinci ve ters davranışlar sergileyebilmektedir. Genellikle serotonin seviyelerini arttıran girişimler yardımcı olamaktadır.

 

2.Dürtüsel yeme bozukluğuna sahip bireyler her gün düzenli ve sağlıklı beslenmeye gayret etseler de davranışlarını kontrol etmekte oldukça güçlük yaşarlar. Bu sorunun ortaya çıkması  düşük dopamin seviyesinden kaynaklanan beynin denetleyicisi olan PFK’daki faaliyet seviyelerinin düşmesidir. Düşük PFK faaliyeti de kişide dikkatsizlik, ilgi dağınıklığı, süreklilik sağlayamama ve dürtüsellik problemlerini ortaya çıkartır. Genellikle dopamin seviyelerini arttıran girişimler yardımcı olmaktadır.

 

3.Dürtüsel-Kompulsif yeme bozukluğu, düşük dopamin seviyelerine bağlı dürtüsellik ve düşük serotonin seviyelerine bağlı kompulsif davranışlar ile karakterizedir. Dopamin ve serotonini birlikte arttırmaya yönelik girişimler yardımcı olmakla birlikte tek başına serotonin veya dopamin müdahalesi durumu daha da kötüleştirebilmektedir.

 

4.Anksiyete Kaynaklı yeme bozukluğuna sahip bireyler genellikle yeme davranoşlarını anksiyete, gerginlik, sinir ve korku gibi istenmeyen ruh hallerini yatıştırmak için kullanırlar. Bu tip bireyler dürekli gerilim hissi ile en kötüsünü tahmin etmeye ve gelecekten endişe duymaya meyillidirler. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarına göre bu belirtilerin sebebinin genellikle yatıştırıcı nörotransmitter olan GABA’nın düşük seviyede olmasıdır.Beynin bu bölümünü sakinleştirmek için gevşeme teknikleri yardımcı olmaktadır.

 

5.Aşırı adrenalin kaynaklı anoreksiya, stres nedeniyle sağlıklı kilolarını koruyamayan bireylerin problemidir. Genel olarak stres altındayken bu bireyler çok sık düşünceler içerisinde kaybolup giderler, hafıza problemleri yaşarlar ve uyumakta güçlük çekerler. Beyin incelemelerinde ise özellikle travma sonrası stres belirtilerine benzeyen genel bir faaliyet artışı gösterdiği belirtilmiştir. Aynı anksiyete kaynaklı yeme bozukluğunda olduğu gibi beyni yatıştıracak ve GABA’yı yükseltecek gevşeme teknikleri burada da size yardımcı olmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Ganiels ve G.Amen. Beyninizi Değiştirin Vücudunuz Değişsin, (İstanbul:Pegasus Yayınları,2010).

 

Bir önceki yazımız olan Kararsızlıkla Nasıl Başa Çıkacaksınız? başlıklı makalemizde doğru seçim yapmak, karar verememek ve karar verme güçlüğü hakkında bilgiler verilmektedir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here