Ana sayfa Genel RUH SAĞLIĞI

RUH SAĞLIĞI

339
https://pixabay.com/tr/photos/dan%C4%B1%C5%9Fmanl%C4%B1k-stres-sinirli-99740/

Bu içerik, Klinik Psikolog Pelin Bingöl tarafından hazırlanmıştır.

Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlık; bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik hali olarak tanımlanmaktadır.
Ruhsal ve sosyal iyilik hali, bedensel iyilik haliyle eşit derecede önemlidir. Ruh sağlığı ise; kişinin kendisi ve çevresi ile bir uyum ve denge içerisinde olmasıdır. Bireyin duyuş,
düşünüş ve eylemleri arasında bir bütünlük olmasıdır.
Genel olarak ruh sağlığı kavramı diğer bedensel sağlık kavramlarına göre daha az önemsenmektedir. Peki neden ruh sağlığı daha az önemseniyor ve daha az tedavi için
başvurulmaktadır?
• Toplumda yaygın olan ‘’’Ben deli miyim?’’, ‘’Deli olan psikoloğa/ psikiyatriste gider ve psikolojik destek alır’’ algısı.
• Bireyin yaşadığı psikolojik durumu adlandıramaması. Kısaca kişi ruhsal bir sorun yaşadığını fark edememektedir. Devamlı olarak midesi ağrıyor, yutkunma problemi yaşıyor. Kişinin
yutamamasının sebebi aslında belki de yaşadıklarını hazmedememesinden kaynaklı olabilir.
Fakat kişinin tarif edişi midem yanıyor, yutkunamıyorum gibi somatik belirtiler veya psikiyatrik belirtilerdir. Kısaca kişi onları bir türlü anlamlandıramıyor gibi düşünebiliriz.
• Nereye başvuracağını ve nasıl destek alacağını bilememesi.
• Bireyin yaşadığı psikolojik soruna ilişkin farkındalığının olmaması.
• Toplum içerisinde psikolojik rahatsızlık yaşayan bireylerin dışlanması, ötekileştirilmesi ve buna bağlı bireyin psikolojik rahatsızlık yaşıyor olmasından dolayı ‘’etiketlenmekten’’
korkması. Psikolojik rahatsızlık deneyimleyen kişileri ötekileştirme durumu ne yazık ki çok
yoğun bir biçimde yaşanmaktadır. Bu durum elbette sadece Türkiye ile sınırlı değildir.
Dünyanın her yerinde az ya da çok farklı olan ötekileştirilmektedir. Bu insanlar istenmeyen, deli, sıkıntı çıkaran, garip kişiler gibi pek çok etikete maruz kalabilmektedir. Bu alanda
profesyonel destek veren kişilerin deli doktoru olarak tabir edilmesi bile insanların psikolojik destek alma fikrinden uzaklaştıran bir etken olarak karşımıza çıkabilmektedir.
• Psikolojik destek ve tedavi sürecine ilişkin kalıplaşmış yanlış ve negatif yargılar.

Ancak bilinen önemli bir gerçek şudur ki; kişi alması gereken desteği alamadığında prognoz yani hastalığın gidişatı kötüleşebilir, komorbid (ek tanı, eş tanı) rahatsızlıklar ortaya çıkabilir ve yaşanan problem kronikleşebilir.

PSİKOSOSYAL İYİLİK HALİ
• Bireyin kendisini olumlu yönleriyle değerlendirmesini,
• bir birey olarak ruhsal açıdan gelişmeye, geliştirmeye devam etmesini,
• yaşamının anlamlı olduğuna ve çeşitli amaçları olduğuna inanmasını,
• diğer insanlarla nitelikli ve keyif aldığı ilişkiler kurmasını,
• bireyin yaşamını ve ilişkilerini etkili şekilde yönetme kapasitesine ve
• özgür irade hissine (özerklik) sahip olmasını kapsayan bakış açısıdır.
!!Ayrıca bu maddeleri bilmek bir insanın iyi hissetmesine katkı sağlayacak olan profesyonel kişiler
için nasıl ilerleyeceklerine dair iyi bir yol haritasıdır. İnsanlara bu iyilik halinin oluşması için
nelerden bahsedilmesi gerektiğini anlattığı için bu kavram oldukça önem taşımaktadır.

Psikolojik Rahatsızlık Nasıl Tanımlanır?
• Ruh sağlığı bozulan kişi, genellikle duygu, düşünce ve eylemlerinde değişik derecelerde tutarsızlık, aşırılık, uygunsuzluk ve yetersizlik sergiler. Bunların hepsinin bir arada olması
gerekmemektedir ancak tanımlama için bu kavramları içermesi, bu özelliklerin sürekli veya tekrarlayıcı halinde olması ve bireyin günlük rutinini, işlevini ve kişiler arası ilişkilerini
bozacak nitelikte olması gerekmektedir.
• Kendi algıladıklarınız. Fikirlerinizi, eylemlerinizi ve işlevselliğinizi nasıl algıladığınız, sizin için neyin normal olduğunu belirlemek için kullanılır.
• Başkalarının algıladıkları. Kendi algılarınız objektif olmayabilir ve eylemleriniz, düşünceleriniz ya da işlevselliğiniz konusunda yeterince doğru bilgi vermeyebilir. Oysa tarafsız
gözlemciler bunu sağlayabilir.
• Kültürel ve etnik normlar.
• Süre ve semptomların şiddeti
Göz önüne alınan diğer etkenler:
• Semptomların ne kadar süredir devam ettiği
• Semptomların ne kadar şiddetli olduğu
• Semptomların birey ve çevresi için ne kadar rahatsız edici olduğu/ işlev kaybı yarattığı

Bir önceki yazımız olan SIK KULLANILAN SAVUNMA MEKANİZMALARI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here