Bu içerik, Klinik Psikolog Pelin Bingöl tarafından hazırlanmıştır.
Temel Özellikleri
➢ Samimi ilişkileri istemez ya da bundan zevk almazlar. Bir ailenin parçası olmak da buna
dahildir.
➢ Neredeyse daima yalnız başına yapılan aktiviteleri seçerler.
➢ Cinselliğe karşı az ilgi gösterir ya da hiç ilgi göstermezler.
➢ Çok az şey yapmak ya da hiçbir şey yapmamaktan zevk alırlar. Herhangi bir konuya çok
fazla ilgi duymaz ya da sabit bir konuya çok fazla ilgi duyup başka şeylere ilgi
duymazlar. Ama o ilgi duydukları konularda da bir heyecan göstergesinde bulunmazlar.
Futbol ise mesela öyle bağırarak izleyen bir tablo yoktur.
➢ Yakın akrabaları haricinde yakın arkadaşları ya da sırdaşları yoktur.
➢ Yalnız kalmayı tercih ederler, sürekli hayal kurarlar. Özellikle yakın ilişkiler kurmaktan
kaçınırlar ancak bunun ihtiyacını ya arka planda ya da farkında olarak yoğun bir şekilde
hissederler.
➢ Yakınlık büyük sıkıntı yaratır. Yakınlığın olmayışı ise bir süre sonra intihara kadar
gidebilen boşluk hissine neden olur. Ancak biriyle yakınlaşacaksa da bu kesinlikle
onların kontrolü ve güvenlik çemberi içinde olmalıdır. Yani biri onlara doğru
gelmeyecek onlar onlara doğru gidecek ve gelecektir. Bir şekilde onların ayarladığı biri
onlara gelirse yani bir adım atarsa bu onların 5 adım geri kaçmasına yol açabilir. Ama
yakınlığın olmadığı noktalarda da yani kimseye karşı bir yakınlık hissedemediklerinde
de ciddi bir boşluk hisside hissedebiliyorlar. İşte bu duruma şizoid ikilem denmektedir.
Bu ikilemin farkına vardırmakta terapide ki çok önemli bir noktadır.
➢ Başkalarının övgü veya eleştirisine karşı kayıtsız kalırlar.
➢ Kısıtlanmış duygulara sahiptir, soğuk ve uzak gözükürler.
➢ Karşısındaki kişinin duygularına karşı duyarsızdırlar; bu durum karşısındaki kişileri
çileden çıkartacak, hatta kendileri ile ilgili bir sorun olduğunu düşünmelerini sağlayacak
kadar ileri boyutta olabilir
➢ Sosyal bakımdan beceriksiz veya yüzeysel ve bencil gözükebilirler. İlişki kurmadıkları
için sosyal becerilerinin gelişmemesi beklenir bir durumdur.
➢ Olumsuz bir şey olduğunda şikayet etmezler. Hayattaki önemli olaylara fazla tepki
göstermezler.
SIKLIK VE OLUŞ NEDENLERİ
➢ Toplumun % 7,5’unu etkilediği öne sürülmektedir. Erkeklerde kadınlara oranla iki kat daha
fazla görülür.
➢ Temeli erken çocukluk dönemidir. Erken çocukluk döneminde soğuk ve ilgisiz yaşayan
çocuklarda, ileri dönemlerde ilişki ve kişilerarası bağlantıların önemli ya da gerekli olmadığı
şeklinde bir düşünce tarzı gelişimi ile ilişkili olduğu söylenebilir.
➢ Çocukluk döneminde aile ilişkilerinin bozuk ve çarpık olmasıyla ve çocuğun yalnız olması,
yaşıtlarıyla arkadaşlık kurmada sorun yaşamasıyla da ortaya çıkabilir.
EŞ TANILAR
➢ Bazen gerçeklikle temaslarını kaybederler: bilhassa, strese tepki olarak bu bozukluğa
sahip insanlar kısa psikotik ataklar yaşayabilir (birkaç dakika ile birkaç saat arası )
➢ Bazen major depresif bozukluk geliştirebilirler.
➢ Çoğu zaman şizotipal, paranoid ve kaçınmacı kişilik bozukluklarıyla kesişir.
AYIRICI TANI
ŞİZOİD / ŞİZOTİPAL KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
Şizoid kişilik bozukluğunda; bilişsel ve algısal çarpıtmalar yoktur.
Şizotipal kişilik bozukluğunda kişilerarası ve sosyal eksikliklere ek olarak, eksantrik veya “tuhaf” davranışlar vardır.
Şizotipal insanlar, eylemlerini etkileyen ve kültürel normlara uymayan garip inançları veya büyülü
düşünceleri yaşarlar. Ayrıca, bedensel illüzyonlar ya da paranoyak fikirler gibi olağan dışı algısal
deneyimleri de vardır.
ŞİZOİD / ÇEKİNGEN KİŞİLİK BOZUKLARI
Çekingen kişilik bozukluğu olan kişilerde şizoid kişilik bozukluğundan farklı olarak ilişki kurma
isteği vardır. Ancak kişiler arası ilişkilerde reddedilmeye karşı aşırı bir hassasiyetleri oldukları için
sosyal bir geri çekilme görülmektedir. Buna karşın şizoidlerin reddedilmeyle ilgili bir hassasiyetleri
yoktur.
TEDAVİ
➢ Öncelikte terapist bir şizoid ile çalışıyorsa hastanın uzaklaşma davranışlarını bir savunma olarak
görmelidir. Başka bir ifadeyle terapist bu uzaklaşmaları kendine karşı yapılmış bir davranış
olarak değerlendirmemelidir.
➢ Şizoid’ler seans içerisinde fazla konuşmayarak, sandalyesini daha uzağa çekerek ya da farklı
beden dilleriyle kendini uzaklaştırabilmektedir. Bu uzaklaşmalar aslında terapist tarafından
kabul edilmenin yarattığı korkudan kaynaklanmaktadır. Yani terapistin kabul eden yaklaşımı
kendisini korkuttuğu için kendini uzağa çekmektedir.
➢ Şizoid ikilemin yorumlanması terapötik ittifak için kullanılan birincil müdahaledir. Kısaca
terapist, aslında hastanın yakınlık kurma arzusu hatta özlemi içinde olduğunu ama bunu kabul
etmekten aşırı derecede korktuğunu varsayarak hareket etmelidir. Bu noktada danışana ‘’kontrol
sende’’yi hissettirmek çok önemlidir. Bu sebeple kendisinin yakın olma isteğinin anlaşıldığını
ama onun istediği sınırlar dahilinde kalınacağı hissettirilmelidir.
➢ Hastanın terapiye devam etmesi terapistle ‘özel’ bir bağ kurduğunun göstergesidir. Yani bu
durum, bağ kurma isteğinin devam ettiğini ve zamanla yakın olmaktan korkmayacağını ve
güven duyacağını da gösteren bir işarettir.
Bir önceki yazımız olan Duygu Regülasyonu Ve Önemi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.