Bu içerik, Klinik Psikolog Pelin Bingöl tarafından hazırlanmıştır.
EREKSİYON (SERTLEŞME) NEDİR?
Yeterli bir cinsel performans için gerekli ereksiyonu
❖ başlatamama,
❖ sağlayamama
❖ veya sürdürememe durumudur.
Kısaca sadece sertleşmenin olmaması değil. Aynı zamanda sertleşmenin birleşme boyunca devam
etmesi de önemlidir.
Primer Erektil Bozukluk: Cinsel birleşme gerçekleştirebilecek nitelikte ereksiyona ulaşamayan veya
sürdüremeyen kişiler için kullanılan tanımdır.
Seconder Erektil Bozukluk: En az 1 kez başarılı ilişkide bulunmuş ancak ondan sonra ereksiyona
ulaşamamış veya sürdürememiş kişiler için kullanılan tanımdır.
DSM V ÖLÇÜTLERİ
A. Her cinsel etkinlikte ya da neredeyse her cinsel etkinlikte (yaklaşık %75-100’ünde) (belirli
durumlarda ya da yaygın ise her durumda), aşağıdaki üç belirtiden biri yaşanıyor olmalıdır:
1. Cinsel etkinlik sırasında sertleşme (ereksiyon) sağlamada belirgin güçlük çekme.
2. Cinsel etkinliği bitirene dek sertleşmeyi (ereksiyonu) sürdürmede belirgin güçlük çekmek.
3. Sertlik düzeyinde belirgin azalma.
B. A tanı ölçütündeki belirtiler, en az altı aydır sürmektedir.
C. A tanı ölçütündeki belirtiler, kişide, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya neden olur.
NEDENLER
❖ Vasküler (damarsal) nedenler
❖ Kalp ve Damar Hastalıkları
❖ Prostat ameliyatları
❖ Şeker hastalığı (diyabet)
❖ Nörolojik Sebepler
❖ İlaçlar
❖ Hormonal Sebepler
Nedenlerden de anlaşılacağı üzere ereksiyon problemi sadece psikolojik nedenlere bağlı bir
bozukluk değildir. Çünkü o bölgedeki damarlarda tıkanma olması ya da başka damarsal sorunların
varlığı da bu problemi tetikleyebilmektedir. O sebeple bu sorun ile karşılaşıldığında psikolojik
problemlerin yanı sıra yukarıdaki sebeplerde akla gelmelidir. Ancak genç kişilerde bu sorunlar
çoğunlukla yaşanmadığı için onlarda ilk etapta psikolojik nedenler düşünülebilinir.
PSİKOLOJİK NEDENLER
❖ Başarısızlık korkusu (performans anksiyetesi). Örnek olarak yorgun veya stresli bir gün
sebebiyle ereksiyon sorunu yaşamış bir kişi ondan sonraki birleşmede ‘’yine olmazsa’’ kaygısı
sebebiyle ereksiyon sorunu yaşayabilmektedir.
❖ Kişisel problemler
❖ Erken yaşta deneyimlenmiş olumsuz tecrübe
❖ Depresyon. (Cinsel isteksizlik uyarılmayı zorladığı için sertleşme mümkün olmuyor)
❖ Yetersizlik hissi
❖ Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Organik nedenler ile psikolojik nedenler arasındaki ayrımı anlamanın en iyi yollarından ilki sabah
ereksiyonlarının olup olmadığını sormak. İkincisi ise mastürbasyon yaparken sertleşmenin
gerçekleşip gerçekleşmediğini sormaktır. Çünkü mastürbasyon yaparken tam sertleşmenin olmasına
karşın cinsel ilişki sırasında ereksiyon kaybetme psikolojik kökenli bir fonksiyon bozukluğuna işaret
etmektedir.
YAYGINLIK
❖ Erişkin erkek popülasyonunun % 10 – 20’sinde görülmektedir.
❖ 60 yaşından sonra belirgin biçimde artmaktadır çünkü damarsal problemler ve o bölgeye giden
kan akımında azalmalar bu yaşlardan sonra artış göstermektedir. Kimi zaman organik sebepler
de kişinin kaygılanmasına yol açabilmektedir. Bu noktada birbirini tetikleyen durumlar giderek
artan ereksiyon probleminin yaşanmasına neden olmaktadır.
❖ Hayatının bir döneminde benzeri bir sorunla en az bir defa deneyimleyen erkeklerin oranı ise %
70’lere ulaşmaktadır. Ancak ereksiyon bozukluğu diyebilmek için tekrarlayıcı olması ve bu
sorunların en az 6 ay gözlenmesi önemlidir o nedenle ancak tekrarlayıcı ve inatçı özellikler
gösterdiği zaman patolojik olarak kabul edilmelidir.
SONUÇLARI
• Yetersizlik hissi
• Sorumluluğunu yerine getiremediği duygusu
• ‘’Yine olmayacak’’ tarzında giderek artan kaygı sorunları
• Duygusal ilişkide sorunlar yaşama
• İlişkiden uzaklaşma (Cinsel anlamda problem yaşadıkça kişi daha şüpheci olmaya
başlayabiliyor. ’’Yoksa beni aldatacak mı?’’, ‘’Acaba beni aldatıyor mu?’’, ‘’Benim böyle bir
problemim olduğu için acaba beni artık istemiyor mu?’’ tarzında kaygılar yaşanabilmektedir. Bu
güvensizlik kimi zaman öfke sorunlarına dahi sebep olmaktadır.)
• Sosyal ilişkilerde sorunlar
• Depresyon
TEDAVİ
• İlk olarak organik neden varsa tespiti ve tedavisi yapılmalıdır.
• Psikolojik kökenli ise; kişinin önce sahip olduğu kaygısının altında yatan inançların ve hatalı
bilgilerin düzeltilmesi yapılmalıdır.
• Sonraki aşamada, günümüzde en yaygın kullanılan yöntem davranışçı kurama dayalı
uygulamalardır.
• Durdur-başlat egzersizleri ile kişi ereksiyona gelmeden biraz önce durdurup tekrar ereksiyona
getirilir ve bu durum birkaç tekrarlanır. Bu sayede dikkati kendiliğinden sertleşen penisten
uzaklaştırılır ve böylece kişinin kaygısı azaltılır.
• Danışanın dikkatini penisin sertleşmesine değil zevk almaya yönlendirmeye çalışılır.
• Cinsel fizyoloji ve anatomi hakkında bilgilendirme yapılır.
• Kişinin kendi ve eşinin bedenini tanıması ve yaklaşıp korkusuzca dokunabilmeyi öğrenmesi
gerekmektedir.
• Egzersizlere eşinin aktif katılımı önemlidir. Çünkü kişi bu tedavinin sadece onu ilgilendiren bir
sorun olmadığını, eşiyle birlikte çözebileceği bir durum olduğunu düşünmelidir ki bu
sorumluluğu üstüne alıp kendini daha kayıtlı ve kötü hissetmesin.
KAYNAKÇA
APA. (2013). Dsm-5 tanı ölçütleri başvuru el kitabı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği.
Bir önceki yazımız olan Boşanma ve Çocuk başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.