Bu içerik, Klinik Psikolog Eylül Günday Sekman tarafından hazırlanmıştır.
Ocak 2000’de, Seligman ve Csikszentmihalyi, Amerikan Psikoloji dergisinin pozitif psikolojiye ayrılmış özel bir sayısının editörlüğünü yaptıklarında, psikolojinin hayatı neyin değerli kıldığına dair yeterli “bilgi” üretmediğini iddia etmişlerdir. 20. yüzyılın ikinci yarısında psikoloji, depresyon, ırkçılık, şiddet,
özgüven yönetimi, mantıksızlık ve zorluklar altında büyüme hakkında çok şey geliştirdi ancak karakterler hakkında söylenecek çok az şeyi vardı. Güçlü yönler, erdemler ve buna yol açan koşullar yüksek düzeyde mutluluk gibi konulardan bahsedilmemiştir. O özel sayıdan bu yana sadece 5 yıl içinde, pozitif psikoloji hareketi biraz gelişti. Bu konuya dair
düzenlenmiş birçok cilt ve el kitabı yayınlandı (örn. Aspinwall & Staudinger, 2003; Keyes ve Haidt, 2003; Lopez ve Snyder, 2003; Peterson ve Seligman, 2004; Schmuck ve Sheldon, 2001; Snyder ve Lopez, 2002). Dünyanın her tarafından düzinelerce konferanslar araştırmacıları bir araya getirdi. Çok sayıda hibe oldu ve genç araştırmacıların araştırmalarını kolaylaştırdı. Araştırmacılar arasında işbirlikleri oluştu. Birçok ülkede çok sayıda üniversite ve lisede pozitif psikoloji dersleri hızla artmaya başladı. Ancak konuyla ilgisi olmayan alimler pozitif psikoloji ile ilgili şüpheci olabilmektedir. Pozitif psikolojiden şüphe duyanlar ya da sadece ona aşina olmayanlar pozitif psikolojinin bakış açısı, pozitif psikolojiye nasıl tepki verildiği, pozitif psikoloji hareketine yönelik bazı eleştiriler ve alanın nerede olduğu gibi konulara şüpheci yaklaşabilirler. Ayrıca 20 mezunun katıldığı yıllık bir konferans olan Pozitif Psikoloji Yaz Enstitüsü öğrenciler, doktora sonrası öğrenciler ve asistanlar gibi dünyanın her yerinden
profesörler psikolojinin alt dallarının 6 gün boyunca birbirinden öğrenmek için bir araya getirilmektedir.
Pozitif Olan Nedir?
Pozitif psikoloji, olumlu duygulara katkıda bulunan koşulların ve süreçlerin incelenmesidir. İnsanların gelişmesi veya optimal işleyişi, gruplar ve kurumları ele alır. Bu şekilde tanımlanan pozitif psikolojinin uzun bir tarihi vardır, William James’in ne yaptığına dair yazılarına geri dönersek; Allport pozitif insan özelliklerine olan ilgisini 1902’de “sağlıklı fikirlilik” olarak adlandırmıştır.
Ancak, daha sonra tartışılan nedenlerle, son yarım yüzyılda psikolojik çalışmalarda görüldü ki hayatı yaşanmaya değer kılan unsurların geri çekildiği ve arka plana atıldığı, bozukluk üzerine çalışmaların ön plana çıktığı gözlemlenmiştir.
İhmal edilen bazı alanlar nelerdir?
Birçok bilim adamı gerçekten olmayan alanları inceliyorlar bağlanma, iyimserlik, aşk gibi, duygusal zeka ve içsel motivasyon gibi alanları inceliyorlar. Ancak diğerleri, hakkında çok az yayın yapılmıştır. 2000 yılı öncesi şükran gibi araştırmalar, bağışlama, huşu, ilham, umut, merak, ve kahkaha aralarında ortak
yönler var olduğu düşünülmektedir. Bazıları refahı incelemek için Latinler de dahil olmak üzere yeterince çalışılmamış popülasyonların olduğu görülmüştür. Amerika Birleşik Devletleri, görücü usulüyle evlenen Güney Asyalılar, bilişsel bozukluğu olan yaşlılar, kanser hastaları ve şizofreni hastaları günlük yaşamları
yaklaşık olarak aynı pozitif ve negatif dengede olan kişileri incelemiştir (Gard, 2001). Diğerleri psikobiyolojik
mutluluk, ahlakın temelleri ve bazı refahı artırmak için teknikler üzerinde çalışıyorlardı. Farkındalık meditasyonu, günlük yazma, tat alma ve maruz kalma gibi alanlarda çalışmışlardır. Bununla birlikte, pozitif psikoloji kabul edilince psikolojinin geri kalanının olumsuz olduğu anlamına gelmemektedir. Bunu bazı
insanlara ima etmişlerdir. Aslında, büyük psikolojinin brüt akademik ürününün çoğunluğu nötrdür, ne iyiliğe ne de sıkıntıya odaklanır. Yakın ilişkiler alanında, birçok çalışma çiftlerin birbirlerinin isteklerine nasıl tepki verdiğini inceledi. Örneğin; talihsizlik (sosyal destek) veya kötü ilişki davranışı (ör. eleştiriler ve sadakatsizlik), ancak çiftlerin nasıl tepki verdiği hakkında çok az şey biliniyor. Birbirlerinin zaferlerinden (örneğin, olumlu olaylar) veya iyi ilişki davranışı (örn. iltifatlar ve sevgi gösterileri hakkında araştırmalar yapılmamıştır (Gable, 2003). Alanında ahlak, olumsuz ahlaki duygular, başkaları kötü şeyler yaptığında
hissettiğimiz duygular (öfke, hor görme ve iğrenme) veya kendimiz yaptığımızda hissettiklerimiz (utanç ve suçluluk); sadece birkaç ampirik çalışma vardır. Olumlu ahlaki duygulardan,
sahip olduğumuz duygular başkaları iyi şeyler yaptığında hissedilen (minnettarlık, hayranlık ve ahlaki yükselme; bkz. Haidt, 2003) duygular. Bu eşitsizliklere rağmen, pozitif psikolojinin amacı üzücü olanı inkar etmek değildir ya da hayatın tatsız veya olumsuz yönlerini red etmekte değildir, ne de onları gül renginde
görme çabasıdır. Pozitif psikoloji konularını inceleyenler, insan ıstırabının, bencilliğin, işlevsiz ailenin varlığını tamamen kabul ederler. Pozitif psikolojinin amacı diğerini incelemektir. Madalyonun diğer yüzü insanların neşe duyma biçimleridir böylece insan deneyiminin tüm yelpazesine hitap edilmiş olunur.
Ayrıca, olumlu psikoloji, bu olumlu araştırma konularını yalnızca tampon olarak değil, kendi başlarına anlaşılmasının önemli olduğu argümanını öne sürer. Sheldon ve King (2001) pozitif psikoloji “bilimden başka bir şey değil” sıradan insan güçlerinin ve erdemlerinin incelenmesidir diye eklemiştir. Gerçekten de,
10 Amerikalıdan 9’unun”çok mutlu” veya “oldukça mutlu” olduğu bilinir. (Myers, 2000) ve sanılanın aksine bu Amerikan toprağına özgüdür, araştırmalar tutarlı bir şekilde, çoğu insanın nötr noktanın çok üzerinde puan aldığını göstermiştir (Diener & Diener,
1996). Birçoğunun hayatlarından çok memnun olmayacağını varsayılan Kalküta’daki gecekondu sakinlerinin aslında hayatlarından oldukça memnun olduğu gözlemlenmiştir (Biswas-Diener & Diener, 2001). Böylece, belgelenen hayatın olumsuz yönlerinin çok gerçek etkisine rağmen son on yıllık psikolojik araştırmalarda, çoğu insanın hayatı iyi gidiyor ve biz, psikologlar, büyük kısmı gözden kaçırma eğiliminizdeyiz.
Neden Pozitif Psikoloji Hareketi, ve Neden Şimdi? Neden olumlu bir harekete ihtiyacımız var?
Cevap basit. Bu psikoloji bilimi büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Bireylerde neyin yanlış gittiğini anlamak, aileler, gruplar ve kurumlar, ancak bu ilerlemelerdeki anlayış pahasına gelişmiştir. Örneğin, klinik psikoloji, akıl hastalıklarının ve kişilik bozukluklarını araştırıyorlar (örneğin, Amerikan Psikiyatri Derneği, 1994). Sosyal psikoloji araştırmacıları, örtük önyargıların varlığına dair çığır açan araştırmalar yürüttüler ve düşük benlik saygısı ile ilişkili olumsuz sonuçlar bulmuşlardır(Josephs, Bosson ve Jacobs, 2003; Wittenbrink, Judd ve Park, 1997). Sağlık psikolojisi bize zararlı etkilerini göstermiştir. Çevresel stres faktörlerinin fizyolojik sistemlerimiz üzerindeki etkisine değinmiştir(Dickerson & Kemeny,
2004). Bilişsel psikoloji, yaşamımıza dahil olan birçok önyargıyı ve hatayı aydınlattı. ( Gilovich, Vallone ve Tversky, 1985). Bunların hepsi bizim için önemli bulgulardır. İnsan gücü ve erdemleri üzerinde çalışmak zordur. Birincisi şefkattir aynı zamanda bir insanın güçlerini anlamasında hastalığının zararını önlemeye veya azaltmaya yardımcı olur, stres ve düzensizlik azalır. Örneğin, başa çıkma, olumsuz yaşam olaylarının değerlendirilmesinde
onları bir perspektife oturttuğunu göstermiştir. Kişi kendi yetenekleri ile meydan okuma, gerçek sıkıntı deneyimine aracılık eder (örn., Folkman & Lazarus, 1988) . Taylor ve arkadaşları (Taylor, Kemeny, Reed, Bower ve Gruenwald, 2000), iyimserlik gibi inançlar kişisel kontrol duygusunu korur. Herkes harcamamız gerektiği konusunda hemfikir olsa bile sorunlar üzerinde daha fazla araştırma yapmak önemli olacaktır. Araştırmamıza minimum yatırım ile hızlı bilimsel ilerleme sağlamak için fırsatların değerlendirilmesidir. Pozitif Psikoloji Yaz Enstitüsü’nün katılımcılarının çoğu artık kendi çalışma alanlarında lider konumundadır. Genç yaşlarına rağmen, çünkü onlar büyüleyici ve önemli konuları seçmiştir daha önce kimse bu konulara yatırım yapma zahmetine girmemiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra,
psikologlar, finansman kuruluşlarının akıl hastalığı araştırmalarına öncelik vermek ve diğer problemlerde daha iş bulabiliyorlardı. Çünkü geri dönen gazilere yardım ediyorlardı (Seligman, 2002).
Üstelik bu zamana kadar klinik psikoloji tanı ve tedavisine odaklanmak tıbbi bir hastalık modeli olarak kabul görmüştür (Maddux, 2002). Keyes ve Lopez (2002), tıbbiye benzer şekilde tartışmıştır. Hastalık modelinden yola çıkılarak
akıl hastalıklarının yakın nedenlerini belirlemeye büyük yatırım yapılmış ve olanlar için etkili tedaviler oluşturmak önemli olmuştur. Kişi zaten rahatsızlıklardan
muzdariptir fakat kişisel güçlü yönler ve sosyal güçler gibi akıl hastalığına karşı uzak tamponları belirlemede yetersiz kalmıştır. O halde, ironik bir şekilde, kaynakları yalnızca bu kişilerin tedavisine odaklamak gerekmektedir. Hasta olanlar için güç kaynağı olacaktır hasta olmayanlarda da dayanıklılığa ve zindeliğe katkıda bulunacaktır. Örneğin, önyargıya odaklanmak, kabul süreci, çatışmaya odaklanma uzlaşmaların nasıl yapıldığını göz ardı eder
ve önyargıda bulunan kişi birçok doğruluk örneğini kaçırır. Alanımızın konuya odaklanmasının bir diğer nedeni olumsuzluk kendi doğamızda çok iyi barınabilir olmasıdır (Baumeister, Bratslavsky, Finkenauer ve Vohs (2001)) “Kötü daha güçlüdür” diye belgelemişlerdir. Literatürü gözden geçirdiklerinde olumlu olaylara göre olumsuz olayların daha fazla etkisi olduğunu
savunmuşlardır ve bu bilgilerden yola çıkılarak kötü şeyler daha derinlemesine işlenir. Örneğin, var otomatik uyanıklığın olma eğiliminde olumsuz uyaranlar olumlu uyaranlardan daha fazladır (Pratto & John, 1991). Ayrıca birde şu var ki olumsuz eylemleri
daha fazla gördüğümüzün kanıtı ise birinin içsel nitelikleri hakkında atıflar yaparak olumlu eylemlerde bulunulmasıdır (Vonk, 1994). Potansiyel ödüllerden daha kolay potansiyel tehditleri anlamak ve odaklanmak evrimsel olarak mümkün olmaktadır. Çünkü kişi hayatta kalmak için acil ve geri döndürülemez sonuçlar olarak görme eğimindedir. Ayrıca, önceliğin önemli bir nedeni olumsuz bilgi, kurallarımızı ihlal ediyor olabilir (Olson, Roese ve Zanna, 1996). Pozitif olaylar, bilgiler, süreçler ve etkileşimler normalden daha sık meydana gelir. Örnek, bir çalışma gösterdi ki
sekiz olumlu olay veya kişi ör. “bir arkadaş, romantik partner veya aile üyesi bana iltifat etti” ve sekiz olumsuz olay ya da kişi ör: “Bir arkadaş, aile üyesi veya romantik partner bana hakaret etti”bu sosyal olayların ne sıklıkla meydana geldiğini, katılımcılar bildirdi
negatif etkileşimlerin ortalama 5,9 kez gerçekleştiğini ve pozitif etkileşimlerin ortalama 19.0 kez meydana geldi. Böylece, görüldü ki olumsuz bilgi, olay ve etkileşimler, olumlu zeminin figürü haline gelebilmektedir. Çünkü onlar istisna değil, normlardır. Gerçekten de, çünkü olumlu süreçler daha sık meydana gelir, uzun vadeli etkileri daha fazladır. Sonuçlar daha büyük olmaktadır. Pozitif psikoloji hareketi başlangıcından bu yana çok hızlı büyüdü (Seligman & Csikszentmihalyi, 2000). Pozitif psikoloji konularıyla ilgili araştırmalar yeni değildir.
Pozitif Psikolojinin Zorlukları
Pozitif psikolojide negatif psikoloji var olmalıdır inancı yer almaktadır, sözde negatif psikoloji bize çok az şey öğretti. Bu yorum talihsizdir ve dahası önemli, doğru değildir. Aslında öyle çünkü psikoloji çoğunlukla tarafsızdır, ancak olumludan çok olumsuz konular o kadar olağanüstü başarılı olmuştur ki, olumlu konularda ilerleme eksikliği, çok göze batar hale gelmiştir. İkinci bir eleştiri, okuyan insanların pozitif psikoloji, gerçeğini kabul etmekte başarısız olduğudur. Amaç patoloji, sıkıntı ve işlev bozukluğunun aksine, insan dayanıklılığı, gücü hakkında bildiklerimiz, ve büyümeyi entegre etmek tamamlamak için
mevcut bilgi tabanı oluşturmaktır. Burada okuyucuyu bir inceleme yapmaya davet ediyoruz. Pozitif psikoloji konferanslarına, toplantılarına ve yayınlarına katılan araştırmacıların listesi (http://www.pozitifpsikoloji.org/). Bu liste şunları içerir: her alandaki en iyi akademisyenlerin çoğunun isimleri vardır.
Neredeyse hepimiz pozitif psikoloji ile ilgileniyoruz. Araştırmalar geleneksel psikolojide yer alır. Kendimize atıfta bulunursak “pozitif psikologlar” olarak pozitif psikoloji hareketi bize konularımızı daha verimli çalışmak için yardımcı olur. Belki de pozitif psikolojiye yönelik en göz korkutucu zorluklardan bazıları,
gerçekte neyin pozitif neyin belirsiz olduğunu tanımlamaktan kaynaklanmaktadır. Ancak tıpta iyi olan daha basittir: hastalık olmadan daha uzun yaşamaktan geçmektedir. Psikolojide, bir şeyi olumlu olarak etiketlemek veya iyi o kadar basit olmayabilir (Held, 2004). Diener ve Suh (1997) üç temel önerdi.
İlk önce insanların yaptığı seçimler bunun bir göstergesidir yani değer. Bir şey düzenli olarak seçilirse, seçici muhtemelen değerine inanıyor veya iyi olduğu vurgulanmaktadır. İkincisi, bir şey tatmin edici olması bir nesne olsun, olay, süreç veya sonuç hoşnutluk düzeyidir. Üçüncüsü, neyin olumlu ya da iyi olduğuna
ilişkin yargılar, bazı değer sistemlerine veya setlerine referansla yapılmış kültürel normlara ortak inançlarımız neyin yanlış veya kabul edilemez olduğu ve neyin doğru olduğudur. Benzin deposunu doldurmak seçilebilir sık sık, ama çevre bilincine sahip bir kişi tarafından değer ve inanç sistemi sorgulanabilir. Norem’in (2001) savunmacı karamsarlık üzerine çalışmasıdır. İyimserlik iyi sonuçlarla ilişkilidir (örneğin, sağlık ve esenlik) ve
karamsarlık kötü sonuçlarla ilişkili ( Taylor, 2000). Bu şu ifadeye yol açabilir “İyimser düşün ve daha iyisini yapacaksın.” Ancak, Norem ve Chang tarafından önerildiği gibi
(2002), insanlar çok daha karmaşık ve “Tek beden herkese uyar” modeli çalışmıyor. Spesifik olarak, Norem’in çalışması, bir alt grup için savunmacı karamsar kişilik tarzına sahip insanların, bunlarla
ilişkili gerçek bedelleri vardır. Pozitif düşünce ve iyimserlikte ısrar etmek onlar için iyi olmak yerine zararlı olur. İnsani durum, insanın zaafları kadar güçlü yönlerini de net bir şekilde tanıyan ve ikisinin nasıl olduğunu belirleyen bir anlayışa bağlıdır. Yalnızca dengeli, ampirik olarak temellendirilmiş,
ve teorik olarak zengin insan deneyimi görüşünü ana hatlarıyla belirtmiştir.
Bir önceki yazımız olan Gençler için dayanıklılık ve esneklik: başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.








