Bu içerik Klinik Psikolog Esra Sarıçamlık tarafından hazırlanmıştır.
Çocuklar büyürken en çok zamanı aileleriyle geçirirler. Bu dönemde ebeveyn tutumları da çok önemli bir etkiye sahiptir. Hiçbir aile bilinçli olarak belli bir tutum sergilemez. Ailelerinden gördükleri, kendi kişilikleri, önceki tecrübelerine dayalı olarak çocuklarını şekillendirmeye çalışırlar. Ortaya konan ebeveyn tutumları da çocukların fiziksel, duygusal ve psikolojik gelişimlerini etkiler. Bazı ebeveyn tutumları çocukların fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarını görmezden gelir ve bu durum çocukların zarar görmesine neden olur. Özellikle baskıcı-otoriter ailelerde kararlar çoğunlukla ebeveynler tarafından verilir, çocukların konu hakkında söz hakkı yoktur.
Bu ortamda büyüyen çocuklar okula gittiklerinde kendi düşüncelerini ifade etmekte zorluk çeker, ortak karar alınması gereken durumlarda kararları arkadaşlarının almasını beklerler. Bunların aksine demokratik ailelerde kararlar ortak bir şekilde alınır, herkesin durumlar karşısında söz söyleme hakkı vardır. Bu ortamda büyüyen çocuklar ne istediklerini söylemek konusunda bir kaygısı olmaz, karşısındaki kişinin kararlarına saygı duyar, yeni şeyler üretmek konusunda isteklidir. Çocuk ebeveyninin sevgisini hissetmek için kusursuz olmaya veya talepleri karşılamaya çalışmaz. Aileleri koşulsuz bir şekilde sevdiklerini hissettirir. Bir diğer ebeveyn tutumunda aileler çocuklarına sınır koymakta zorlanırlar, çocuğun nerede duracağı belirlenmemiştir, çocuk aileyi yönetir. Böyle bir ortamda büyüyen çocuklar okula uyum sağlamakta zorlanabilir. Evde bir prenses gibi davranılan çocuk okulda diğer kişilerinde istekleri olduğunu görmesi, her talep ettiğinin o anda yapılamayacak olması çocukta uyum sorunları yaşamasına neden olur.
Son dönemde ortaya atılan bir diğer ebeveyn tutumu ise helikopter ebeveyn tutumudur. Bu ebeveyn tutumunda aileler çocukların eğitimi, güvenliği, her türlü faaliyetleri, kısacası çocukların hayatlarının tüm yönleri ile takıntılı denilebilecek şekilde ilgilenen aşırı koruyucu, programlayıcı ve mükemmeliyetçi anne babaların tutumlarını tanımlamak için kullanılır. Çocukların her faaliyetine karışma, karşılaşabilecekleri zorlukları önceden tahmin edip bunları ortadan kaldırmaya çalışmak özellikle sınav dönemlerinde alacakları ek derslere kendilerinin karar vermesi, en sık görülen davranış şekilleridir. Bu tür aileler genellikle çocukları yerine konuşmayı tercih ederler. Mesela bugün çok yorulduk, bugün az ders çalıştık şeklinde konuşmalar gözlemlenir. Bu ilişki çok yoğun olarak gözlemlense de ilişki konuları temelde tavsiyeler, talimatlar, beklentiler ve dersler üzerine yoğunlaştığından güçlü bir ilişki yoktur.
Sınırlar Nasıl Olmalı?
Aslında tüm ebeveyn tutumların en temel mesele sınırlar. Sınırlar ne olacak, nerede başlayacak ve nerede bitecek. Çünkü aşırı cezalandırıcı tutumlar olumsuz sonuçlar doğurduğu gibi tavizkar tutumlarda çocukların gelişimlerini olumsuz yönde etkiler. Sağlıklı bireylerin büyümesi için sağlıklı sınırların oluşturulması çok önemlidir. Yetişkinlerin kendi ilişkilerindeki sınırlar, çocuklarına yönelik tutumların hepsi çocuklar için bir öğrenme sahnesidir. Bu sahneden öğrendiklerini kendi hayatlarına serpiştirecekler.
Kaynak:
- Mackenzie, R.J. “Çocuğunuza Sınır Koyma”
Sert Ebeveynlik Beyin Gelişimini Yavaşlatıyor adlı yazımızı okumak için tıklayınız.
Bir önceki yazımız olan Sosyoekonomik Faktörler Depresyon Tedavisi Sonucunu Etkiliyor başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.