Bu içerik, Klinik Psikolog Eylül Günday Sekman tarafından hazırlanmıştır.
Depresyon, kişilerarası davranış biçimleri üzerinde derin bir etkiye sahiptir (Lewinsohn ve diğerleri 1970; Libert & Lewinsohn, 1973; Teasdale ve diğerleri 1980). Sağlıklı anne ve bebek ilişkisi üzerine yapılan araştırmalar, bebeklerin kişilerarası çevrelerine karşı oldukça ilgili olduklarını göstermiştir (Murray, 1988). Bebek ve annenin doğum sonrası depresyonda ilişkisinin bozulması bebeğin gelişimsel ilerlemesini etkileyebilmektedir. Son yıllarda, bu sorunla ilgili önemli sayıda araştırmalar yapılmıştır.
Depresif anneler ve bebeklerinin anneleriyle yüz yüze etkileşimde bulunduğu bir takım çalışmalar yapılmıştır. Field ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmaya göre, annenin depresyonda olduğu durumlarda 3 ila 7 aylık bebeklerin davranışlarını gözlemlemişlerdir. Doğumdan sonraki 3. ayda bebekleriyle etkileşim halinde olan depresif annelerin bebeklerinin daha az olumlu yüz ifadesi ve daha fazla olumsuz ifadede
bulunduğu, red etme davranışlarının yoğunlaştığı gözlemlenmiştir. Bu grup tarafından yürütülen başka bir çalışmada (Field ve ark. 1988), depresif duygudurumu olan annelerin bebeklerinin doğumdan sonraki 3 ila 6. aylarında hem anneleriyle hem de tanıdık olmayan yetişkinlerle etkileşim halinde olurlarken; depresif kadınların bebeklerinin fiziksel aktivite, yüz ifadeleri, seslenme ve telaşlanma ölçümlerinde daha kötü olduğu bulunmuştur.
Postpartum yaşayan annelerin 6 ila 7 aylık bebekleriyle yüz yüze etkileşimleri esnasında, yüksek düzeyde geri çekilmiş davranışlarının ve olumlu duygulanımlarının olmaması bebeklerini de etkilemiştir. Bu çalışmanın dikkate değer bir diğer özelliği, bebek davranışlarının farklı profillerde tanımlanmasıydı; bazı bebeklerde kaçınma davranışları da görülmüştür.
Bebeklerin yüz yüze etkileşimdeki davranışlarına ilişkin çalışmalardan elde edilen sonuç, annenin doğum sonrası depresyonu ile bebek davranışına ilişkin sosyo-ekonomik olumsuzluk göstergeleri arasında bir etkileşim olduğu saptanmıştır. Bu nedenle, sosyal dezavantajın olmadığı durumlarda, doğum sonrası depresyon ile erken bebek etkileşim bozukluğu belirtileri arasında hiçbir ilişki bulunmamıştır; ve böyle bir dezavantajın olduğu durumlarda ise doğum sonrası
depresyonu olan kadınların bebeklerinin etkileşimsel davranışlarda bir dizi rahatsızlık sergiledikleri bulunmuştur.
DOĞUM SONU DEPRESYON VE İLERİ BEBEKLİK EVRESİ
Doğum sonrası depresyon yaşayan annelerin 12 ila 21 aylık çocuklarını inceleyen çok sayıda çalışma vardır. Bu çalışmalar genellikle erken anne depresyonu ile
olumsuz bilişsel ve duygusal bebek sonuçları arasında bir ilişki bulmuştur.
BİLİŞSEL GELİŞİM
Doğumdan sonra depresyona giren annelerin 12 ila 18 aylık bebeklerinin bilişsel sonuçları hakkında iki çalışma rapor edilmiştir. Lyons-Ruth ve ark. (1986)zayıf zihinsel ve motor gelişimine sahip bebeklerin annelik depresyonuyla ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Benzer şekilde Murray (1992), doğum sonrası depresyon geçirmiş annelerin çocuklarının toplum örnekleminin gelişimini sağlıklı annelerin çocukları ile karşılaştırdığında, iki grup çocuk arasında bir takım anlamlı farklar bulmuştur. 18 aylık takipte, sağlıklı annelerin bebekleriyle karşılaştırıldığında, doğum sonrası depresyonu olan
annelerin bebeklerinin Piaget’nin Nesne Kalıcılığı Görevinin V. Evresinde başarısız olma olasılığı önemli ölçüde daha yüksektir (Piaget, 1954).( Nesne kalıcılığı Piaget’in bilişsel gelişim teorisine göre 12 aylık bebeğin nesne dışına dahi çıkılsa nesneyi devam ettirdiği için nesneyle kişi arasındaki farkı anlayamadığı
şeklinde açıklanmıştır. Bu kavram simge şemaları için gerekli olan bir bilişselbeceridir.(https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Nesne_kalıcılığı) Bayley Zihinsel Gelişim Ölçekleri ile ölçülen bebeklerin genel bilişsel performansına ilişkin bulgular, anneleri doğum sonrası depresyon geçirmiş erkek çocukları arasında bir etkileşim olduğu bulunmuştur. Bayley puanları en düşük, kız çocuklarının puanlarıdır erkek çocukların ise yüksek bulunmuştur(Murray ve ark. 1996a). Bugüne kadar yapılan çalışmalardan çıkan önemli bir sonuç, çocuğun işlevselliği için önemli olanın, çocuğun kendi başına depresif semptomlara maruz kalmasından ziyade, depresyon bağlamında anne ile çocuk arasında meydana gelen bozulmuş etkileşim kalıpları olduğudur.
Depresif annelerin yüz yüze ilişkilerindeki bozuklukların, bebeklerde sadece ani davranış bozukluğu belirtileriyle ilişkili olduğu değil, aynı zamanda daha uzun vadeli olumsuz çocukluk dönemlerine aracılık ettiği görülmüştür. Ayrıca, anneleri doğum sonrası dönemde duyarsız davranışlar sergileyen bebeklerin 18. ayda daha olumsuz bilişsel sonuçlara sahip olmasının yanı sıra, bilişsel gelişimleri 18 aylık olan bebeklerin önemli ölçüde kısıtlanmıştır (Murray ve ark. 1996b ). Annenin çocukla ilişkisinin (muhtemelen duygusal bozukluk tarafından başlatılan) uzun vadeli çocuk dönemi gelişimlerinin eksikliklerini açıklayan özelliklerinin olmasıdır. Depresyondan kurtulmalarına rağmen, annelerin yavrularıyla iletişim tarzlarında bir dereceye kadar süreklilik olduğuna dair kanıtlar vardır (Weissman &
Paykel, 1974; Stein ve diğerleri 1991; Murray ve diğerleri 1996 b). Bebek anne iletişimindeki bozulmaların 5 yaşındaki çocuklarda, mevcut anne iletişiminin gerçekten de bilişsel performansla ilişkili olduğu bulunmuştur.
Cutrona & Troutman (1986) ve Whiffen & Gotlib’in (1989) 2 ila 3 aylık zor bebek davranışlarının duygudurum bozukluğu ile ilişkili olduğuna dair kesitsel çalışmaları, kesinlikle annenin zihinsel durumunun etkili olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte, Murray ve arkadaşları (1996 c) tarafından yürütülen ileriye
dönük bir çalışmada bebeklerin karakterleri anne depresyonunun ortaya çıkması üzerinde önemli bir etkisi olduğunu ortaya koydu.
Doğum sonrası depresyonu olan ve tedavi görmeyen kadınların bebekleriyle , doğum sonrası 2 ila 4 ay arasında kısa bir psikolojik müdahale uygulananların bebeklerin 18. ayda anlamlı derecede daha düşük davranış sorunları olduğu bulunmuştur (Cooper & Murray, 1996). Bilişsel sonuçla ilgili olarak, bebeğin iki
aylıkken annesiyle etkileşimi sırasındaki davranışının daha sonraki bilişsel performansı önemli ölçüde etkilediğidir.
https://www.cambridge.org/core/services/aop-cambridge-core/content/view/72924E44606B4AF0FCCB5D3953DB6DEC/S0033291796004564a.pdf/editorial-
postpartum-depression-and-child-development.pdf
Bir önceki yazımız olan Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.