Ana sayfa Genel İlişkilerde Psikolojik Şiddet

İlişkilerde Psikolojik Şiddet

314
psikolojik şiddet
https://pixabay.com/tr/photos/el-kad%c4%b1n-di%c5%9fi-%c3%a7%c4%b1plak-korkmak-1832921/

İçindekiler

Bu içerik, Psikolog Burçak Çağlar tarafından hazırlanmıştır.

Şiddet kelimesi, okunurken bile ürperticidir.  Genellikle şiddet denildiğinde akla ilk gelen olgu fiziksel boyutudur. Ancak şiddetin 4 farklı modeli mevcuttur. Bunlar; fiziksel şiddet, cinsel şiddet, ekonomik şiddet, psikolojik şiddettir.

Fiziksel şiddet denildiğinde hemen hemen hepimizin aklında birtakım kavramlar oluşuyor. Görünen belli olan bir şiddet türüdür. Neredeyse her gün karşılaştığımız gündemi fazlasıyla meşgul eden bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Cinsel şiddet ise bir tarafının istemediği halde zorla beraberlik sağlanmasıdır. Bu şiddet türünde evli ya da bekar olmak önemlilik arz etmez. Romantik ilişkilerde sıkça istenmediği halde bu durumlara maruz kalan kişiler mevcuttur. Ekonomik şiddet ise para kazananın kazanmayana uyguladığı bir şiddet türüdür. Genelde bu tür ilişkilerde bu yapılar belirlenmiştir fakat zaman içinde üstünlük belirtileriyle karşı tarafa bir baskı söz konusudur.

Görünmeyen Şiddet

Görünmeyen şiddet yani psikolojik şiddet ise yılların birikimiyle süregelen bir süreçtir. Duygusal olarak yokmuş gibi davranmak, görmezden gelmek, sürekli eleştirmek, ”yapmazsın , başaramazsın” diyerek öz değerini zedelemek, fikir ve düşüncelerine yer vermemek, sözünü kesmek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamamak, değersiz olduğuna inandırmak, yalnızlaştırmak, güçsüzleştirmeye çalışmak gibi bir çok alt yapısı vardır. Kadınlık ve erkeklik rolleri üzerinden birini överken diğerini alaşağı eden bir durumdur. Kültürümüzdeki bazı atasözlerimiz bile bu yöndedir. Özellikle nerdeyse herkesin duyduğu bildiği bir kavram  ‘kız gibi ağlama’ cümlesi.. Ağlamak duygusu kadınlara özgü bir durummuş gibi erkeğin ağlamasına bu durumla karşı karşıya bırakıyoruz. Çünkü ağlamak bizim toplumda güçsüzlükle eşdeğer bir kavram olarak aşılanmış. Biz de öğrenilmiş bilgilerimizle sorgulamadan bunları kabul etmişiz. Ya da sen kızsın böyle gülemezsin, bunu giyemezsin deyip ne kadar kadınları cinsel kimlikleriyle yok saymaya çalışırken, erkekler ise bir o kadar cinsel kimlikleri ile yüceltilmektedir.

Ne kadar basit gibi görünse de ileriki yaşamımızda ilişki şemalarımızı öğrenilmiş bilgilerimiz geliştiriyor. Bu sürede gelen söylemler bilinçaltımıza yerleşiyor ve ileri süreçlerimizi yapılandırırken ortaya çıkıyor. Aslında bu durumun fiziksel şiddetten hiçbir farkı yok. Burada da ruhunuz yara alıyor, örseleniyor. Özgüven kırılması yaşıyoruz. Kişinin kendinin farkındalığı yüksek öz değeri, benlik saygısı ne kadar sağlamsa bu durumlara o kadar az maruz kalıyor. Sadece bu durumu romantik ilişkilerde değil iş ortamında görüyoruz . Herhangi bir yanlış durumda ne kadar da incitiyoruz bir anda kabalaşabiliyoruz. 

Ne Yapmalı?

Bu noktada çözüm aşamasına gelince ebeveyn olmayı ben zanaata benzetiyorum. Ortaya bir ürün çıkartıyorsunuz ve bunu işlemek ebeveynlerin elinde. Bizler en yakınlarımızdan neyi görürsek onları uyguluyoruz. Kızlarımızı hassas erkelerimizi güçlü olmayı değil önce birey olmayı öğretmeliyiz. Kendini bilen, hayattaki amacının farkında olan, gelişimi için mücadele eden, sevgi ve saygıyı aşılamalıyız. Sıfatlarla çocuklarımıza sorumluluklar yüklememeliyiz. Somut varlıklarından daha çok soyut yapılarını çoğaltmayı işlemeyiz. İlla takdir etmek için bir başarı göstermesine gerek yok. Varlığı için takdir etmeyi bilmeliyiz. Şiddetin her türlüsü kabul edilir bir durum değildir. Görünmediği için psikolojik şiddeti yok sayamayız. Toplumsal ve mesleki hayatta sorunsalların ve kaotik yapıların azalması için kendimize öz eleştiri de bulunmak gerekiyor.

Unutmayalım ki Çocuklar ebeveynlerinin bir kopyasıdır.

Bu içerik, Psikolog Burçak Çağlar tarafından hazırlanmıştır.

Bir önceki yazımız olan Psikolojik Rahatsızlıklar ve İşaretleri başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here