Kompulsif alışveriş yapmak olarak da bilinen alışveriş bağımlılığının, araştırmalarda toplumun %6’sını etkilediği bulunmuştur. Bu kişilerin %80’i kadındır.
“Peki neden kadınlar daha çok etkilenmektedir?”
Küçük kız çocuklarının erken dönemlerden itibaren anneleriyle alışverişe götürülmesi ve bu sebeple bu eylemi hayatlarını etkileyen, anne ile paylaşımın arttığı ve sosyalleşmenin kurulduğu bir aktivite olarak görmeleridir. Ancak son dönemlerde teknolojinin gelişimi ile birlikte erkeklerde de alışveriş bağımlılığı artmaya başlamıştır.
Alışveriş bağımlılığı yaygın olarak depresyon, kaygı bozukluğu ve yeme bozuklukları ile bir arada görülmektedir. DSM-V’e göre bir bağımlılık olarak sınıflandırılmamıştır, ancak bu kişiler bağımlılık bozukluğuna benzer şekilde dürtü kontrol problemi yaşarlar. Ancak ergenlerde ortaya çıkan diğer bağımlılıkların aksine alışveriş bağımlılığı genellikle kişi 30’lu yaşlardayken, kendi ekonomik özgürlüğüne kavuştuğunda ortaya çıkar. Kompulsif alışveriş, tıkınırcasına yeme bozukluğu ve kumar bağımlılığı gibi davranış bağımlılıkları ile ortak bazı temalar göstermektedir.
Alışveriş Bağımlılığının Dinamiği
Dürtüsel Satın Alma: Kompulsif alışveriş yapanlar genellikle çok fazla ihtiyaç duymadıkları şeyleri de satın alırlar. Genellikle alışveriş alışkanlıklarını saklama eğilimindedirler. Bu kişilerde kimi zaman açılmamış kutular, ayakkabılar veya kıyafetler uzun süreler durabilir ve hatta kişi bu kutuları açıp eşyaları denediğinde, geri verme zamanını geçirmiş olduğunu dahi fark edebilir. Bu kişilerin alışveriş alışkanlıkları ileride istifçiliğe dönme riski taşır.
Heyecan: Alışveriş bağımlılığına sahip kişiler bir şeyleri satın alırken yoğun bir heyecan duyarlar. Bu aşırı keyif verici deneyim bir şeye sahip olmaktan değil, onu satın alma eyleminden kaynaklanır. Genellikle bu kişiler arzuladıkları bir nesne gördüklerinde ve onu satın almayı düşündüklerinde bu heyecan duygusunu yaşayabilirler ve sonucunda bu duyguya ‘bağımlı’ hale gelirler.
Negatif Duyguların Üstesinden Gelme: Genellikle kompulsif alışveriş, yalnızlık, hayatın üzerinde bir kontrol kaybı, özgüven eksikliği gibi bir duygusal boşluğun yerini doldurmak için yapılır. Bu kişilerde yaşadıkları herhangi olumsuz bir durum (tartışma, hayal kırıklığı vb) alışveriş yapma güdüsünü tetikler. Ancak bu olumsuz duyguları bastırmak için yapılan alışveriş kısa dönemde işe yarar görünse dahi uzun dönemde kaygı ve suçluluğa neden olabilir. Dolayısıyla kişinin negatif duygularının üstesinden gelmesini sağlamaz.
Suçluluk Ve Pişmanlık: Bu kişilerde alışverişin ardından genellikle pişmanlık duyguları gelir. Kişiler kendilerini suçlu ve sorumsuz hisseder. Bu durum bir döngüye dönüşür. Kişi alışveriş yaptıktan sonra hissettiği suçluluk ve pişmanlık duygusundan kurtulmak için tekrar alışveriş yapar. Yani kişi adeta bir çıkmazın içindedir.
Ödeme Şekli: Bu kişiler için nakit ödeme, kredi kartı ile yapılan ödemelerden çok daha acı verici olur. Bu nedenle genellikle kredi kartı ile ödeme yapmayı seçerler. Kredi kartları kişinin anında ödemenin verdiği gerçeklik hissiyatı ve ödeme yapmaktan kaynaklanan üzüntüyü yok eder ve o anda kişi sadece alışverişin yarattığı haz duygusunu yaşar. Bu açıdan bakıldığında kredi kartları, alışveriş bağımlılığını tetikleyen en temel faktörlerden biridir. Hatta kompulsif alışveriş sadece kredi kartları ve nakit dışındaki diğer ödeme metotlarının yaygın olarak kullanıldığı, tüketme kültürünün hayatın her alanında öne çıktığı gelişmiş ülkelerde görülür.
Kaynaklar
Ögel, K. (2017). Bağımlılık ve Tedavisi Temel Kitabı
https://www.psychologytoday.com/us/blog/science-choice/201806/5-patterns-compulsive-buying
Bir önceki yazımız olan Yalancının Beden Dili başlıklı makalemizde beden dili ve yalan hakkında bilgiler verilmektedir.