Çiftler arasındaki günlük temasların çoğu sözel değildir. Küçük bir dokunuş veya bir gülümseme çoğu zaman olumlu duyguları ifade edebilir. Gerginlik de sözel olmayan iletişimde kolaylıkla anlaşılabilir. Sözel iletişim, sözsüz iletişime kıyasla daha rahat kontrol edilebilmesi nedeniyle önemlidir. Hem olumlu hem de olumsuz etkileri olabilir. İyi iletişim çoğu zaman hepimiz için ulaşılması güç bir şeydir ancak etkileşimin temelidir. Bu nedenle de çiftlerin günlük yaşam iletişimlerinde daha olumlu adımlar atabilmek, yanlış anlaşılmaları engelleyebilmek adına uymaları gereken birkaç basit kural vardır.
- Kısa ve öz konuşun. Bir anda çok fazla şey söylemeye çalışmayın. Bir cümlede az şey söylemek ve karşınızdakinin tepkisini beklemek daha iyidir.
- Sık sık ara verin. Bu partnerinize yanıt verme şansı sağlar. İyi iletişimde mutlaka yanıt olasılığı olmalıdır.
- Olumlu olun. “Bana hep zarar veriyorsun” demek yerine “Böyle demen beni incitiyor keşke yanımda olsan” demek arasında çok fark vardır. Karşıya verdiği mesaj da farklıdır.
- Olumsuz bir şey söyleseniz dahi lafınızı olumlu bir şekilde bitirin. “Şimdi dikkat edebiliyorsun ama eskiden aşırı küfrediyordun” demek yerine “Eskiden küfrediyordun ama farkındayım şimdi bayağı dikkat ediyorsun” demeyi deneyin.
- Kesin olun. Olabildiğince açık ifade edin, çok genellememeye çalışın. “Hep annemin yanında beni rezil ediyorsun” demek olayı fazla genel ve belirsiz hale getirir. Bunun yerine “Bugün annemin yanında çok içip bağırman beni rahatsız etti” diyerek olayı özelleştirmiş ve kendinizi daha net ifade etmiş olursunuz.
- Geçmişten şikayet etmek yerine gelecekte neleri değiştirebileceğinize odaklanın. Sunulan bir alternatif her zaman şikayetten daha fazla kabul görür. Tartışmadan veya açmazdan kaçınmanın etkili bir yoludur.
- Konuya bağlı kalın ve başka alanlara sapmayın. Genellikle tartışmada kendimizi haklı çıkarmak için başka alanlara da dalarız ve başka kanıtlar ararız. Ancak konu hakkında söylenecek başka bir şey yoksa çift bu konuda konuşmayı kesmeli veya konuyu yatıştırmalıdır.
- Eğer partneriniz hakkında konuşuyorsanız ‘zihin okumamaya’ çalışın. Partnerinizin bir şey hakkında ne düşündüğünü tahmin etmeye çalışmayın. Ne düşündüğünü direkt olarak ona sorun. Zihin okumaları bizim içsel süreçlerimizle ilgili olduğu için karşı tarafla ilgili yaptığımız tahminler genellikle hatalı olur. Bu durum da partnerinizin öfkelenmesine sebebiyet verir.
- Söylediğiniz her söze “sen”den ziyade “ben” ile başlamaya çalışın. Bu her zaman kolay olmaz. Ancak cümleleri kurmadan önce bir nefes alın ve değiştirmeye çalışın. Cümleleri bu şekilde değiştirmek, karşınızdakinin sizi saçmalamakla suçlama ve onun adına konuşmaya hakkınız olmadığını ifade etme ihtimallerini ortadan kaldırır.
Kaynak
Crowe, M & Wylie, K (2017). Çiftlerde Yaşanan İlişki Sorunları: Üstesinden Gelmek. Kuraldışı Yayınları.
Bir önceki yazımız olan Çocuklarımızın Korkularını Nasıl Pekiştiriyoruz? başlıklı makalemizde çocuğum korkuyor, çocuklarda korkular ve çocuklarımızın korkularına ne yapmalıyız hakkında bilgiler verilmektedir.